
Yaşamaya olan bağlığımız bizleri sosyal varlıklar haline getirdi. Yönetmeler, siyasetler türeyerek gruplaşma üzerine kurulan siyaset var oldu. Her grup kendine bir isim buldu; bu isimler insanlıklarını, ruhsal ırklarının yerini aldı. Ruhumuza dayatılan bu zorbalıkla bize yaşanılmaz rahatsız edici sınırların, pahalılığın, zalimliğin olduğu bir dünya bıraktılar. Bunların takipçileri gün geçtikçe daha kötü bir yer haline getiriyor yaşamaya çalıştığımız yerleri.
Peki neden bu ruhsal sese kulak vermeden yaşıyoruz? Neden bu donmuş dimağın buzları çözülmüyor?
"Her farklı ruh, ayrı birer ırktır" bu ruhun farkında olmadığımız için ve bilgi açlığımızın iradesinin farkında olmadığımızdan farklı ideolojiler bizi egemenliğine alır. Bu yüzden her bir insanın kombinasyonlu, çeşitli, zengin bir ruhu vardır. Bu zenginliğe farkına varamayışımız engel olur; düşünmeye fırsat bırakmayan ideolojilerin gölgesinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder