Gün içinde
uyanır uyanmaz evden işimize gitmek için kalkarız. Yolda bazen bizi şaşırtan
davranışlar görmüşüzdür. “Neden hiç içimize sinmeyen bu davranışlarla karşı
karşıya kalıyoruz?” diye düşünmeden edemiyoruz. Böyle tuhaf hislerle hep karşı
karşıya kalırız. İyi olmak istesek bile etrafımızın sorumsuzluğu adına utanmak
isteriz belki. Bazı davranışlar beni hayrete düşürüyor. Örneğin belediye
otobüsünde giderken “şoföre müsait bir yerde inebilir miyim? “diye sorduğumda,
“düğmeye basın beyefendi!” cevabını aldım az daha düğmeye basmasaydım adam beni
dinlemeyecekti ve öylece sürüp gidecekti. İnsanlar arasında anlaşmada bir
sıkıntı görüyorum çoğu zaman; ya anlamak istemiyorlar ya da farklı dünyalarda
yaşıyoruz; ya da sadece görünen maddesel
vücutlarımız bizden gizli konuşuyordur belki. Robotlaşmış benliklerle daha
anlaşılır konuşmak sandığımızdan daha da zordur. Kendini şartlamış içindeki
güzelliğe sırtını çeviren insanlar o güzellikten mahrum kalır ve hayatı basit
bir çıkardan öteye anlamlandıramazlar.
Bu tuhaf senaryoların olduğu bir sistemde elbette ki yaşam kalitemiz düşer. Dünyamız ve dışındaki her şey bir etkileşim içinde dönüp durmaktadır. Bu uyum içinde insanlara da bu etkileşimden bir pay düşmektedir. İyi etkiler iyi sonuçlar vereceği gibi kötü etkiler de kötü sonuçlar verecektir. Bu etkiler içinde yaşamaya devam ederken daha iyi sonuçlar almak için kendimizi geliştirmek, hayatımızı anlayarak yaşamak bizi var eden amaç olarak görmeli ve iyi olmaya gayret göstermeliyiz; çünkü kaliteli bir yaşam , birbirini anlayan, birbirine değer veren insanların olduğu bir dünyada olur ancak.
Bu tuhaf senaryoların olduğu bir sistemde elbette ki yaşam kalitemiz düşer. Dünyamız ve dışındaki her şey bir etkileşim içinde dönüp durmaktadır. Bu uyum içinde insanlara da bu etkileşimden bir pay düşmektedir. İyi etkiler iyi sonuçlar vereceği gibi kötü etkiler de kötü sonuçlar verecektir. Bu etkiler içinde yaşamaya devam ederken daha iyi sonuçlar almak için kendimizi geliştirmek, hayatımızı anlayarak yaşamak bizi var eden amaç olarak görmeli ve iyi olmaya gayret göstermeliyiz; çünkü kaliteli bir yaşam , birbirini anlayan, birbirine değer veren insanların olduğu bir dünyada olur ancak.
Duyduğumuz
çoğu üzüntü, sıkıntılar hastalık, depresyonlar hep bir anlaşmazlıklar sonucunda
ortaya çıkıyor. Karşılaştığımız bir insana şüpheli gözlerle bakmaktan kendimizi
alamıyoruz. Bu durumları var eden sebeplerin başında para, mal, mülk, elde etme
tutkusu yatıyor. Bastırılamayan bu arzular insanlıktan bile çıkarabilir her
türlü hile, çıkarcılığı yapabilirler. Kişinin tatmin olma isteği bastırılamazsa
felaketler getirebilir. Bu yüzden bireyin kişisel gelişimi, iyi bir terbiye
içinde saygı ve şefkat çerçevesinde olmasını sağlayacak güzel sistemlerin
olması lazım. Herkesin yarın telaşında olduğu bir sistemde kimse daha güzel düşünmek
için çabalamayacaktır. Bu nedenle bu zorluklar içinde yılmayacak
kişiliği sağlam insanlar güzel yarınlar düşünebilir ve kurabilirler ancak.
Peki
birbirimizi anlamak için neler yapmalıyız ?
En önemlisi
empati, yani karşımızdaki insanın düştüğü hali anlamaya yeteneğimizin gelişmesi
gerekmektedir. Bilindiği üzere empati oluşmasını sağlayan, beynin ayna nöronları denilen hücreler
sayesinde olmaktadır. Kullanılmayan işlevseller görevini yerine getiremeyeceği
için empati durumumuz ortadan kalkabiliyor. Bu durumlar yaşımızın gereği
olabileceği gibi böyle bir durumun zavallı hissettirebileceği acımasız hisler
de olabilir. Aynı şeylerin başımıza geleceğini düşünmek aklımızda bulunan bu
nöronlar bize durumumuzu yansıtarak akıllı olmamız için uyarı verir. Gerisi
artık bizim seçimimize kalan birşeydir . Artık bu uyarıları görmezden gelirsek,
bu durum kişiliğimiz için kaçınılmaz bir son olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder