Gün içinde
uyanır uyanmaz evden işimize gitmek için kalkarız. Yolda bazen bizi şaşırtan
davranışlar görmüşüzdür. “Neden hiç içimize sinmeyen bu davranışlarla karşı
karşıya kalıyoruz?” diye düşünmeden edemiyoruz. Böyle tuhaf hislerle hep karşı
karşıya kalırız. İyi olmak istesek bile etrafımızın sorumsuzluğu adına utanmak
isteriz belki. Bazı davranışlar beni hayrete düşürüyor. Örneğin belediye
otobüsünde giderken “şoföre müsait bir yerde inebilir miyim? “diye sorduğumda,
“düğmeye basın beyefendi!” cevabını aldım az daha düğmeye basmasaydım adam beni
dinlemeyecekti ve öylece sürüp gidecekti. İnsanlar arasında anlaşmada bir
sıkıntı görüyorum çoğu zaman; ya anlamak istemiyorlar ya da farklı dünyalarda
yaşıyoruz; ya da sadece görünen maddesel
vücutlarımız bizden gizli konuşuyordur belki. Robotlaşmış benliklerle daha
anlaşılır konuşmak sandığımızdan daha da zordur. Kendini şartlamış içindeki
güzelliğe sırtını çeviren insanlar o güzellikten mahrum kalır ve hayatı basit
bir çıkardan öteye anlamlandıramazlar.