27 Ağustos 2015 Perşembe

Kutsallaştırılan, Sorgulanmayan ve Olması Gereken İnançlar

Bir şeye inanmak insanın doğasında vardır ve o şeyde insanın kendisini bulmasını ifade eder. İnançlarımız gündelik hayatta bizlere yön verir ve yaşamımızdaki amacı kontrol eder.  Bu yüzden neye inanacağımızı yani neyi kabul edeceğimizi iyi seçmemiz lazımdır.

Bu seçme kriterlerini iyi analiz etmek gerekir. Çünkü var olan etkileriyle bizleri yönlendirecek olan bu inançlardır ve bu uğurda çaba harcayacak olan da yine inanç sahibidir. Kutsal olan hiçbir şey sorgulanma yönteminden geçmezler.  Bu yüzden inançların kutsallık değerine göz atıp doğruluklarını irdelememiz gerekir. Körü körüne inanmak sadece sanmaktır, gerçek inanç ise aklı ve kalbin ortak noktasını bulmakta yatar. Bu konuda his mantığı yazımızı okuyabilirsiniz.

İyi bir inancın temel şartı akli ve ahlaki  olmasıdır. Gelenekçi ,ezberci dogmalar ve bağnazlık barındıran inançlar bütün dünya insanlarına felaket ve yağma getirecektir. Tarihte merhametsiz inançların ve bağnazlığın insanları sömürdüğünü ne yazık ki gördük ve görmeye de devam ediyoruz.

Bilimselliğe inanan bir bilim insanı kendi ünü veya  para kazanmak için bilimsel çabalar yapabilir. Aynı zamanda böyle çıkarlar uğruna bilim yapmayan insanlar da vardır. Çünkü doğruya ve gerçeğe olan inançları böyle insanlar için yaşamın tek amacıdır. Doğruya olan inanç insanı doğruya götürür. Çünkü insan neyi arzularsa ona kavuşmak için çaba harcar ve o çabası gün gelir onu bulur.

kutsallaştırılan inançlar, sorgulanmayan inançlar, en güzel inançlar, olması gereken inançlar, kur'an mucizesi, 19 mucizesi, ateizm, din, milliyetçilik, ideoloji sorgulama, en değerli hayat,
Aynı şekilde dinle ilgilenen bir insan için de geçerlidir. Dogmalarla, hurafelerle karıştırılmış dinler için de doğruya ve gerçeğe iman etmek en temel öğretidir. Örneğin İslam dininde gerçek ve tek kaynak alınması gereken Kur’an da, tek yasa koyucu ve hüküm veren Yüce Allah iken bu durum mezheplerce hüküm verilmiş ve her mezhep kendi yasasıyla hüküm vererek Allah ın indirdiğini görmezden gelip, Kur’an da defalarca tam, detaylı, apaçık demesine rağmen yine de Kur’an da eksik arayıp kaynak dışı inançlara sahip olabiliyorlar. Bu durum kabul edilen inançların doğruluğu ve sorgulanması bakımından değerlidir. Çünkü inandığımız her inanç dünyamıza ya selam ve esenlik getirecektir veya savaşlardan çekilmez bir hayat getirecektir.

İdeolojilerin gölgesinde kurulan milliyetçi devletlerin de ideolojik olarak dünyanın bir insanlık devleti olmasına fırsat vermiyor. Yaşanan bunca savaş, emek sömürüsü, çalınan hayatlar devletlerin sürekli olarak bir üstünlük  gururundan ibarettir. Biri diğerine sürekli bir şekilde “sen balçıktan yaratıldın bense ateşten.. “diyerek üstünlük ve kibir savaşına yangınlar taşıyorlar. Kendi çıkarları uğruna savaşlar çıkaran tablolar görmek mümkün...  Bunun  uğruna mecburi bir askerlik görevi çıkarıp yoksul ailelerin çocuklarını ölüme gönderebiliyorlar. Kendi zenginlikleri ve yaşama istekleriyle iktidarlarını, ailelerini ve suçlarını ölümler pahasına korumaktadırlar.

Gruplaşma üzerine kurulan siyasetler dünya vatandaşı olmamızın önüne hep engel olmuştur.

Yayılan her inanç amacını bütün dünyaya hakim olmasını ister. Günümüzde karşıt görüşlü inançların veya ideolojilerin yaptığı da budur. Bazı inançlar vardır ki herkesin onlara boyun eğmesini, zorbalık ve katliamlarla otoritelerini tanınmasını isterler. Daha çok din üzerine kurulan bu radikal terör örgütlerinin insanların hayatları ve özgürlükleri ellerinden alınmaktadır.

Dünya da yaşanılan en güzel ideoloji veya inanç  hangisidir?

Dünyamızın çeşitli inançlar altında döndüğünü biliyoruz ve herkesin yaşadığı inanma özgürlüğü sorgulanamadığı için insanlık çok feci yıkımlar yaşıyor bugün. Bu inançların çoğu din, milliyetçilik ve ateizmdir.


Genellikle din çevresinde yaşanılan batıl inançlar, kaynak dışı mezhep inanışları yüzünden dinlerini parçalamış bulunmaktalar. Milliyetçilikle ilgilenenler insan ırkını parçalamışlar ve aynı siyasette bulunan insan toplulukları sınırlarla örtülü bir dünya bırakmışlardır. Ateistler ise düşüncelerinde Tanrı yı parçalayarak ve atomları Tanrı edinerek çok tanrıcı olmuşlardır. Bazen de beyinlerinin atomlardan oluştuğunu ve bu atomların bilinçsizliğinden şikayet ederek zihinsel olarak doğru düşünce kabulünün kendilerinde bulunmadıklarına inanırlar.  Bu durum insanın hep aradığı amacı Yaratıcıyı ve yaratılma nedenine giden yolları tıkamıştır. Evrende insanın yapayalnız olarak bir Raslantı Tanrısı tarafından yaratılması ve  her şeyin değersiz bir uğraş olarak algılayan bu insanlar boş çıkar ve faydalarla sanki zorla yaşamaktadırlar.

kutsallaştırılan inançlar, sorgulanmayan inançlar, en güzel inançlar, olması gereken inançlar, kur'an mucizesi, 19 mucizesi, ateizm, din, milliyetçilik, ideoloji sorgulama, en değerli hayat,
Daha umutlu ve yaşanılacak bir dünya için içimizdeki güzelliğe kulak verip yaratıldığımız beden ve irademizle hep daha iyisini arzulamamız gereklidir daha güzel bir dünya için. Her bireyin hayatı devletlerden daha değerli oluncaya kadar veya daha da ilerisi oluncaya kadar, insanların saygısı, sevgisi birbirlerini anlayıncaya kadar ve birbirlerinin  hayatlarına kör kalmayıncaya kadar hep devam etmeli güzel düşünceler...


Bu konuda Kur’an ın ilkelerinde bulunan hukuk ve öğretiler yaşanılan bir dünya ve dindir. Diğer dinlerin  ve öğretilerin aksine rasyoneldir, evrenseldir, daima gözleme teşvik eder birbirlerinin hayatına ve inancına saygılı olmayı gerektirir daha iyi ve güzel işlere teşvik edip 1400 seneden fazla aynı güzelliği insanlara hatırlatıyor. İbretle yeryüzü, evren ve insanların psiko-sosyolojik davranışlarından örnekler ve ibretler veren Kur’an bağımsız bir şekilde Tanrı tarafından indirildiğini 19 mucizesiyle ispatlıyor. Din ve dünya hakkında bildiğimiz çoğu yanlışın dogmalarla, hurafelerle ve yanlış mezhep öğretileriyle gerçeğin yıllarca oluşan sahte dinin sis bulutu tarafından çembere alınmasından sonra  şimdilerde yavaş yavaş dağılıyor. Vakti geldiğinde Yüce Yaratıcı tarafından kendilerinde ve evrende mucizelerini göstereceği bir çağdayız. 1974 yılında bir biyokimya alanında uzman olan Dr. Reşat Halife 74. Sure olan müddesir(gizlenen) suresinde 1400 yıldır ve aynı zamanda bu surenin “üzerinde 19 vardır.” 30. Ayetinde,  Kur’an ın her tarafına dağılan 19 mucize kodu kendini göstermiştir. Şimdilerde daha sistemli bir şekilde bu gerçeği araştırma, gözlem ve deneylerle karşımıza çıkaran Dr. Edip Yüksel’in  “Üzerinde  19 var “ adlı çalışmasında gerekli detayları bulabilirsiniz.

28 Şubat 2015 Cumartesi

Uyumsal Din


Uyumsal meseleleri görmezden gelerek uzunca yıllar  benimsetilen din anlayışı vardır. Gerçek bir var oluşun kaynağını sömüren  kendi çıkarları, hegemonyaları için değiştirilen sahte kimliklere maruz bırakılan kaynaklarından bağımsız  kendi yorumsal hurafelerin oluşturduğu imaj dinleri, mezhepler...Bu anlayış genlere işler ve sonuçta çoğu insanın bu geleneksel yaşamı ve hatta soluduğu hava olur. Sınırlarının çıkmazında insanın bu din anlayışından başka kurtuluşu yok gibidir. Arada bir vicdanın sesini duysa da oluşan sahte vicdanı gerçek sesini bastırır.
Din, uyumsal din, gerçek din nedir, imaj dini nedir?
Öyleyse gerçek din neydi ve eğer gerçek din varsa bize neyi anlatmalıdır? Bu gerçek dine uyan birileri var mıdır?

Tarih boyunca din algısı insanları etkisi  altına aldı. Vicdanı uygun insanların gaipten gelen sese iştirak etmesi onlara peygamberlik görevini verdi. İnsanların aklı yetersizlikleri ve arayış içinde olmalarına Yüce yaratıcı bigane  kalmayıp kendilerine gelen ışığın yolunu açtı. Sonuçta insanlara ulaştığında suya götüren yol(şeriat) oluştu. İnsanlar artık suya gitmenin yolunu öğrenmişler bir nebze olsun  sakinleşmişti vahşet çılgınlığı.  Kendi yoluna bağlı olanlar barışa davet ediyor zulümleriyle engel olmaya çalışanlara savaş açılıyordu. İsyan sesiyle  büyüyen zulme direniş dinle birlikte başlar. Mazlumun ve ezilenin mağdurun hakkı dinle aranmaya başlandı.

Kısa süreli geniş yayılmasıyla büyüyen dinlerin ortak yanı aynı ahlaki kuralları ve toplumsal düzeni sağlamaktı; yani ezilenin yanında durup birlikte uyum içinde yaşamak ve Yaratıcı da bağımsız olacak sonsuz bir teslimiyetti.

Dinler neden  bozuldu o zaman; esas amacından kopup sadece  tapınılması gereken bir vicdani tatmin olarak kaldı?

Çünkü din karşı çıktığına dönüşerek imparatorların , zalimlerin silahı haline geldi bu işten çıkar sağlayan tacirlerin elinde adeta oyuncak oldu. Kaynaktan kopup kaynağı yorumlayanlar kaynak haline geldi. Din adamları sınıfı Rablerinin egemenliğine ortak koşarak halka zulmettiler halkın malını haksızca yiyerek  insanları kendilerine tapar yaptılar. Böylece kısa süreli geniş yayılma olan gerçek hoşgörü ve yardımlaşma  geleneklerin suyu altında çağlayıp gitti…

Bu kadar kısa sürede özetleyebileceğimiz din algılayışı sosyopolitik nedenlerle güç üstünlüğü, hüküm vb. sağlamak uğruna insanlarının mantıksız yaşayabileceği kaynak dışı kitaplardan beslenen insanların kitaplarını iyi bilmemeleri sonucunda akli bir kirlilik oluşturmaktadır. Dolaysıyla sorgulamayan toplulukların vicdanları rahatsız olsa da imaj dinine uymaktadırlar ve ya hiçbir  rahatsızlık duymadan alışkanlık haline gelebilmektedir. Sonuçta  uyumsuz bir dünyanın ürünleri olarak kendilerinden olmayanları dışlamak zorunda kalıyorlar. Bu bencillik üzerine kurulan mezhepçi ve ırkçı anlayış devam edip gitmektedir ve  Allah ın bahsettiği “Selam Ülkesi(Dar us Selam)” bi türlü olmamaktadır.

Uyumsuz imaj dinleri için ne çözüm üretilebilir?

Dünyayla uyumlu olmaları için bir çağrı yapılabilir. Rableri ve peygamberleri adına söylenen her söze sadece ve sadece  indirilen kaynaklarından bakabilirler. Rab eğer bir mesaj gönderdiyse bizlere bu mesajı anlayabileceğimiz bir kolaylıkla, doğayı ve kendimizi daha iyi tanıyarak anlayabileceğimiz ölçüde göndermiştir. Çünkü indirildiği dönemde bilimsel ve tekniksel gelişmelerden habersiz çöldeki Muhammed Peygamber örneğinde KUR’AN da pek çok daha yeni yeni keşfedilen bilimsel mucizelere rastlanmaktadır. Bu nedenle anlayışımızın sınırlı olması anlayabileceklerimizden kaynaklanmaktadır. Bu konu da “Kur’an Hiç Tükenmeyen Mucize” kitabının pdf dosyasını burdan indirebilirsiniz.

Kendi kaynaklarını bile kaynak dışından yorumlayanlar hayattan tabiattan  eksik olarak  yorumlamak zorunda kalıyorlar. Yahudilerin kaynak dışı olarak mişna ve gamara ları, Hristiyanların  kullandığı pek çok incilin bulunması, Kur'an dışı yaşayan hadisçilerin kullandığı Buhari,Hanbeli, Ebu Davut ,pek çok din ve kültürde çok tanrılı yaşam  gerçek dini belirsiz kılıp tek tanrılı dini ve muvahhid özgürlüğü  gasp etmektedirler.